12 Ekim 2012 Cuma

Happily Seconds Boutique....

Bugün çok moda olan ikinci el alışveriş, Türkiye'de birçok kişi tarafından giderek benimseniyor. Ankara'da bir yenilik olarak Karum Avm'de ikinci el marka alışveriş imkanını sevgili arkadaşım Ceren Sür öncülüğünü ediyor. Doğrusu süper olmuş. 


Ceren Sür sade ve zevkli bir dükkan yapmış. İçeriye girdiğinizde samimi bir ortamla karşılaşıyorsunuz. Her markanın bulunduğu dükkanda çantalar, ayakkabılar, elbiseler ve bir birinden güzel ürün yelpazesi bulunmakta. 


Kıyafetlerin bir bölümü az kullanılmış bir bölümü de hiç kullanılmamış ürünler mevcut. Chanel, Christian Dior, Sergio Rossi, Jimmy Choo gibi... 










Ayakkabılara bakarken sevimli ve turuncu bir balık dikkatimi çekiyor,   ortam da değişik bir atmosfer yaratmiş.




Kartell'den alınmış sehpalar ve özel yapım koltuk ortama hoş bir hava katmış.



Kendimi biran olsun Londra'nın arka sokaklarında ikinci el mağazalarını, Pasajlarını geziyormuş gibi hissettim. Ceren arkadaşımı tebrik ediyorum gerçekten çok başarılı bir dükkan açmış.

12 Eylül 2012 Çarşamba

Gökhan Zan'ın Boğaz'a karşı muhteşem evi...


Aile dostumuz Galatasarylı futbolcu Gökhan Zan ve eşi Diana, baltalimanındaki muhteşem evinin kapılarını bana ve sizlere açtı. Öncellikle kendilerine burdan çok teşekkür ederim.  




İlk içeriye girdiğimizde renkli ve şeker kaplı toplarla karşılaşıyoruz. Danimarkalı bir şirket tarafından tasarlanan kilim Nepal el yapımı olup, Diseno Decoration'dan alınmıştır. Doğrusu bu kilime bayıldım, insanın içini açıyor.


Hemen sol tarafta beyaz ve ahşap renk tonlarının hakim olduğu yemek masası bulunmakta. Koleksiyon Mobilyadan alınmış olan bu modern hatlı yemek masası, yeşil ve pembe patchwork halı ile uyum içerisinde olmuş. Şeffaf toplardan oluşan avize ( Koleksiyon) evin sade havası bozmamış.



Ahşap ve açık renk tonlarının birleşmesinden oluşan salon, hem rahat hem de huzurlu bir ortamın habercisi gibi.






Şimdi ise dışarı yani terasa çıkıyoruz. İşte o muhteşem manzarayla karşı karşıyayız. Gökhan ve Diana çifti çoğu vakitlerini burada geçiriyor. Etrafını açılır kapanır camlarla kapatıp (kış bahçesi), ısıtıcılar koyarak kışın bile oturabilinecek hale dönüştürmüşler. Soğuk havalarda çaylarını yudumlarken, TV seyrederken ya da kitap okurken manzara eşliğinde kendilerine  güzel ve keyifli bir ortam yaratmışlar. 




Balkon takımları Adressistanbuldan alınmıştır. 





Sizi bu muhteşem  manzara ile baş başa bırakıyorum. Gerçekten kendileri gibi güzel ve sıcak bir ev dekore etmişler. 

5 Eylül 2012 Çarşamba

Casa Dell'Arte Torba...

Çağdaş Türk ressamlarının, eserlerinin sergilendiği sanat oteli Casa Dell'Arte Torbada bulunmaktadır. Denize sıfır olan bu eşsiz sanat oteli gerçekten görülmeye değer. Türk ve İtalyan mobilyacılar tarafından dizayn edilen odalar, özgün sanat eserleriyle bezenmiştir. Her tablonun ve bir çok heykelin bulunduğu Büyükkuşcuoğlu Aile koleksiyonu, lobide, bahçede ve bir çok ortak alanlarda da sergilenmektedir.

İlk olarak 12 odalı olarak hizmete giren Casa Dell'Arte daha sonra hemen yan tarafına 38 oda daha ilave edilerek aile oteli olarak hizmete girmiş. 12 oda olan bu bölüm çocuksuz ailelere yönelik, daha sakin ve  lüksü sevenler için. Otelin diğer tarafı ise ailelere yönelik ve bütün yaş gruplarına hitap eden sanat atölyeleri bulunmaktadır. 



 Antika Edirne kapı, lüks ve sakin bir ortama girişin habercisi gibi.



Kapıdan girer girmez sağ tarafta resepsiyon,  devamında ise  masmavi ve uzunlamasına bir havuzla karşılaşıyoruz.




Havuzun sağ ve sol  taraflarında özgün sanat eserleri sergilenmekte, aynı zamanda beğendiğiniz bir eseri satın alabilmek mümkün. ( İrfan Onurmen, Özdemir Altan, Fikret Mualla, Nuri İyem, Markus Lupertz, Selma Gürbüz, Şahin Paksoy, Bedri Baykam gibi birbirinden değerli ressamların eserleri bulunmaktadır.)




Biraz daha ilerlediğimizde, yukardan sarkıtılmış büyük büyük taşlı avizelerin altından yürüyerek lobi bölümüne giriyoruz. Otelin hemen hemen her bölümünde özgün sanat eserleri bulunmakta.























Vizon renkli duvarlar, sarı varaklı ayna ve bekleme bölümü yapılarak tuvalete şık bir hava verilmiş.




Aksesuarlar sadece seçilmiş.


Dışarısı hasır oturma grubu ile tamamlanmış.




  Antakya usulü Antiochia restorant, akşam deniz kenarında müşterilerine hizmet vermektedir. Antakya'nın tarihteki adının Antiochia olması ile adını buradan almış. Bence çok anlamlı ve güzel konulmuş bir isim. Ben yemeklerine bayıldım doğrusu. Özellikle dürümü müthiş. Mezelerden humusu, muammara, cevizli roka salatasını tavsiye ederim. Aynı zamanda diğer bir şubesi İstanbul'da Asmalı Mescit'de aynı lezzetleri tadabilmeniz mümkün.






28 Ağustos 2012 Salı

Tarihin izleri 1882 butik otel...

 


Alaçatı'da Yeni Mecidiye Mahallesi, Cemali’ye caddesindeki eski Rum evi 1882 yılında inşa edilmiştir. 1916 yılında Bulgar göçmeni Efrahim Ağa ve ailesinin evi olarak kullanılmaya başlanmış. Binanın alt katı zeytinyağı ve tütün deposu, üst katı ise ailenin beraberce yaşadığı konut olarak kullanılmıştır.

 1994 yılında ise bu güzel ve otantik ev, kimse yaşamadığından dolayı yalnızlığa bırakılmış. Sermet ve Gül Yeşilpınar ailesinin tekrar restore etmesiyle ev canlanmaya başlamıştır. Harabeye dönüşmeye yüz tutan bu evi Sermet Bey, mimari havasını bozmadan ve Alaçatı'nın mimari yapısına bağlı kalarak evde bazı değişiklikler yapmış; odaları revize edip, ocağı onararak şömine olarak yeniden inşaat etmiştir. Eve ait heykeller avluya koyulmuş ve yaşanacak hale tekrar getirmiştir. 

Bir süre Sermet bey ve ailesinin evi olarak kullanılmış, daha sonra kendisi 2009 yılında bu güzel ve tarih kokan yeri butik otele dönüştürmüştür. 

Kendisine ve ailesine bu tarih kokan yeri, bizlerin hizmetine açtığı için çok teşekkür ediyoruz.






Tarih kokan 1882 butik otel Alaçatı'da



 Süit odalarda; Duvarlar doğal taş olup, zemin ise rabıta kaplanmış. Yatak, gardırop ve komodinler, Gül hanımın Antikacısından. 




İkea'dan alınan siyah renkli ferforje ve çiçek desenli yastıklar, ortama sıcaklık katmış. Tabloların bazıları yıllar önce sakız adasından Gül Hanım tarafından alınmış. Duvarlara niş yapılarak, çiçekler koyulmuş. 


Perdelerin bir kısmı İkea'dan alınmış.








 Bu otantik odanın, nevresim takımları Alaçatıdaki bir dükkan dan alınmış. Odanın içerisinde radyolu müzik çalar  ve yine özel olarak hazırladıkları müzikler bulunan mp3 çalardan istediğiniz nostaljik şarkıları dinleyip, kendinizi huzurlu bir ortamın içerisinde bulabilirsiniz. Bazen eskilere dönmek ve o nostaljiyi yaşamak insanın hoşuna gidebilir. 



İşte Otelin en üstünde bulunan teraslı oda... Hasır koltuğa oturup (Mudo Concept) havuz  manzarasını seyredebilmek mümkün.




Bahçeye açılan sade ve doğal bir oda daha ...Maviye boyanmış kepenk, beyaz bank ve çiçekler yoğun iş temposunda olan insanların kaçabileceği bir ortam. 


Özel imalat olan bankın üstündeki minderler, Gül Hanım'ın çeyizinin kumaşlarından yaptırılmış. Otelin her bir bölümünde ayrı bir uğraş var. 

  

Ve son olarak 1 numara; Resepsiyonun yanında bulunan, eskiden tütün deposu olarak kullanılan odanın, geniş pencereleri ve şöminesi bulunmakta.



Tavandaki dekoratif boya odaya hoş bir hava katmış. Zemin ise, toprak tonlarında olup doğal taşlara uyumlu olan terracotta döşenmiş.



Komodinlerin bir kaçı Mudo Concept olup, diğerleri Antikacı dükkanından alınmıştır.


 Odaların giriş bölümünde bulunan kanapelerden, Alaçatı sokaklarını izleyerek güzel anlar yaşabilirsiniz. Eski koltuklar, beyaz kumaşla kaplanarak tekrar revize edilmiş. Yastıklar İkea'dan olup sandığın üzerinde kullanılan objelerde Monev'den alınmıştır. 



Oturma bölümünü çok beğendim. Mavinin tonları burada da devam etmiş.




Ben artık gidiyorum ama giderken tarih kokan bu binayı arkamda bırakıyorum. Bazen seneler sonra  görmediğiniz bir arkadaşınızı görürsünüz, bir anda sizi geçmişe geri götürür, hem mutlu olur, hem de hüzünlenirsiniz işte öyle bir şey...